2 Ocak 2010 Cumartesi

Benim Zanshin'im..

Zanshin aslında savaş sanatlarında kullanılan bir terim. Biraz da karmaşık bir olay. Çoğu kaynak Zanshin'in ne olduğunu değil de ne olmadığını anlatır hatta. Çok kabaca şöyle açıklanabilir:

Dikkatli ama/ve/fakat sakin olmak durumu, hali.. Yani heyecanlı ve panik halinde değil ama uyuşuk ve dikkatsiz de değil. Gözler ve kulaklar tam açık ama nabız düşük, rakibi tam olarak anlamak ama empati kurmamak..


Benim için ise zanshin Bhagwan okurken bir yerlere oturdu.

"Sitting silently, doing nothing, spring comes – and the grass grows by itself.."

Buna karşılık bir zirzop öğrenci der ki; "And what happens if we don't sit silently. won't the grass grow than?"
Hoca bu durur mu, patlatmış cevabı: "Of course it will grow, but you will not notice it.."


Zanshin'i sadece kombat sırasında değil hayatın tamamına yaymak fikri burdan geldi.. Yani sürekli olan biteni takip etmek, yediklerinin tadına varmak geçtiğim yerlerde havayı koklamak, tanıştığım insanları gerçekten dikkatle dinlemek, çiçeğe böceğe hayvanata başka bir gözle bakmak gibi..

Bu blog'u oluşturuken ise bu ruh halinde olmayı başardığım ender anlarda aklma gelen şeylerden faydalanmak niyetindeyim.

Sanırım hep beraber göreceğiz..

Bana bir şeyler yazma motivasyonunu veren sevgili arkadaşlarıma buradan selam ederim.. Onlar kendilerini bilir..